BECAUSE OF THE WHEATHER CONDITION
TOP
Havacılık İle İlgili Filmler

“Supervivientes de los Andes”

1976 İspanyol yapımı “Supervivientes de los andes” Türkçe karşılığı “Andes’in Hayatta Kalanları” filmi, 13 Ekim 1972 yılında And Dağları’nda yaşanan uçak kazasını ve bu kazadan kurtulanları anlatan ilk filmdir. Kazadan 72 gün sonra, kendi çabalarıyla kurtulan 16 kişi, kendilerinden başka hiçbir canlının olmadığı karla kaplı dağlık arazide yaşamak için büyük mücadele verir.

16 kişinin, hayatta kalabilmek için ölen arkadaşlarının cesetlerini yemek zorunda kalmaları, “Supervivientes de los Andes” filminin ana konusu olur. Buna bağlı olarak vahşi olarak adlandırılan filmin kanlı sahneleri, olumsuz eleştiriler almasına sebep olur. Filmin dış ses tarafından anlatılması, havalimanında başlayan sahneleri, hızla ilerleyen dialogları, filmdeki geçişlerin hızla gerçekleşmesi; gerçek bir olayı izlediğinizi bildiğiniz için göze batmayabilir. Aynı şekilde kokpitte pilotlar arasında geçen bazı havacılık terimleri de ilginizi çekmeyebilir. Ama her şeye rağmen bu kazanın detaylarını biliyor olmanız, filmi izlettirmeye ve kanınızı dondurmaya yetiyor. 1976 yılında çekilen bu filmi, çekimlerini ve sahnelerini dikkate almaksızın hüzünle izliyorsunuz.

And Dağları’nda Uçak Kazası 

13 Ekim 1972 Cuma günü, Uruguay Hava Kuvvetleri 571 sefer sayılı uçuşu (twin turboprob Fairchild FH227D uçağı), Uruguay’ın Montevideo şehrindeki Stella Maris Koleji’nin “Old Christians” isimli ragbi takımını, And Dağları üzerinden geçen bir uçuşla Şili’nin Santiago şehrinde yapacakları karşılaşmaya götürüyordu. Uçak havalandıktan kısa bir süre sonra isimsiz bir zirveye çarptı. Sonraları Cerro Seler adı verilen, Glaciar de las Lágrimas (Gözyaşları Buzulu) olarak da bilinen zirve, Şili ile Arjantin arasındaki uzak dağlık sınırda Cerro Sosneado ve Tinguiririca Volkanı arasında yer alıyordu.

4.200 metrelik rakımda zirveye çarpan uçağın sağ kanadı koparak geriye doğru fırladığında, kuyruk üzerindeki dikey dengeleyiciyi kopararak gövde üzerinde arka kısımda kocaman bir delik açılmasına neden oldu. Az sonra ikinci bir zirveye çarpan uçağın sol kanadı da kopunca geriye yalnızca havada ilerleyen bir gövde kaldı. Yere çakılan gövde dağın dik bir eğiminden kayarak bir kar yığınına takılarak durabildi.

45 kişiyi taşıyan uçağın düşmesiyle 12 yolcu kaza esnasında ya da hemen sonra, 5’i ertesi sabah ve biri de yaralarına yenik düşerek sekizinci gün öldü. Geride kalan 27 kişi için dondurucu soğuk altında dağların yüksek rakımında hayatta kalmanın çok zor olduğu koşullarda büyük bir yaşam mücadelesi başladı.

Üç ülkeden arama ekipleri kaybolan uçağı aramaya başladılar. Ancak beyaz olan uçak, karın içinde kaldığından gökyüzünden görülemiyordu. Sekiz gün sonra arama çalışmaları durduruldu. Uçakta transistörlü küçük bir radyo bulan yolcular dağdaki on ikinci günlerinde aramaların durdurulduğunu haber aldılar. Bu sırada ellerinde kalan yiyecek stokları kısa sürede tükendi. Kendilerinden başka hiçbir canlının olmadığı karla kaplı dağlık arazide hayatta kalabilmek için, ölen arkadaşlarının cesetlerini yemeye karar verdiler. Bu, kolay alınmış bir karar değildi, ölenlerin çoğu hem sınıf arkadaşları hem de yakın dostlarıydı. Ancak hayatta kalabilmek için yemek zorundaydılar.

Kazadan 16 gün sonra düşen bir çığ sebebiyle 8 kişi hayatını kaybetti. Yaralıların da ölümüyle 60.günde sadece 16 kişi hayatta kaldı. Artık tek kurtuluş yolunun batıya doğru dağları aşmak olduğunun farkına vardılar.

61. gün yola çıkmanın doğru olacağına kanaat getiren iki kişi 12 Aralık’ta tırmanmaya başladı. Bu iki kişi birkaç günlük yürüyüşün sonunda karsız zemine ulaştı. Yürüyüşlerinin dokuzuncu günü üç köylüyle karşılaşıp yardım istediler. Ertesi gün köylülerin çağırdığı yardımla dağdaki iki kişi 70. günlerinde kurtarıldı. Diğer kazazedeler kurtarma haberini uçaktaki radyodan duydular. Kurtarma ekiplerinin yetersiz olması nedeniyle kalanların altısı 71. günde, yani 22 Aralık 1972’de, son sekizi ise 72. günde, 23 Aralık 1972’de helikopterle kurtarıldı. Kurtulanlar Santiago’daki hastanelere götürülerek, yükseklik hastalığı, soğuk çarpması, dehidratasyon, iskorbüt, kırık kemikler ve kötü beslenme nedeniyle tedavi gördüler.

Kazazedeler, yanlarında taşıdıkları peynirleri yiyerek hayatta kalmayı başardıklarını söylediler. Diğer detayları sadece aileleriyle paylaşmayı planlamışlardır. Ancak Uruguay Hava Kuvvetleri Uçuş 571 kazasından sağ kurtulanların olduğu haberi uluslararası basına da sızdığından, olay yeri gazeteci akınına uğradı. Kaza yerinde çekilen dehşet verici fotoğraflar basına sızdırıldı ve sansasyon yaratmak üzere hazırlanmış yazılarla kamuoyunun önüne atıldılar.

Ölen kişilerin aileleri kurtulanlara olan desteklerini kamuoyuna açıkladılar. Tüm dünyaya, hayatta kalabilmek için ölülerin cesetlerini yemelerini anladıklarını ve kabul ettiklerini bildirdiler. Buna rağmen basın, olayın sadece beslenme şekline odaklanıp, olayın bir yamyamlık vakası olarak tarihe geçmesini sağladı.

«

»

Bir Cevap Yazın