BECAUSE OF THE WHEATHER CONDITION
TOP
Gündem

“Asla Unutmayacağız”

Hayatta hiçbir şeyin tesadüf olmadığı gerçeğine kendimi inandırmış olsam da yaşananlar için sadece tesadüf kelimesini kullanabiliyorum. 18 Mayıs 2016 tarihinde havalimanındaki görevimden ayrılmam, ardından 21 Haziran 2016 tarihinde Atatürk Havalimanı’na yapılan bombalı saldırı ve 15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye’ye yapılan darbe girişimi. Beynime kazınan tarihler, vedalar, gözyaşları, panik, korku, ölen masum insanlar, bitmek bilmeyen yaslar… Herkesi derinden yaralayan, yüreğini acıtan, asla unutulmayacak korku dolu günler. İşten ayrılmamı büyük bir tesadüf olarak gören ve sürekli şanslı olduğumu tekrarlayan çalışma arkadaşlarım, tanıdıklarım, ailem.

Havalimanına yapılan bombalı saldırı sırasında çalışmakta olan ekipteydim. Aynı ekipte çalıştığım birçok arkadaşım yaşamını yitirdi. Hayatta kalan çalışma arkadaşlarım havalimanına hem gittiler, hem gitmediler. Yaşanan tramvayı atlatmak kolay değildi. Ölenlerin acısı, havalimanının duvarlarına sinen kan kokusu, kırılan camlar, dökülen tavanlar ve tüm bunların arasında havalimanına gitmek zorunda olmanız. Sürekli konuşulan anılar, hatıralar, paylaşılan fotoğraflar, dökülen gözyaşları… Daha ölenlerin acısı dinmeden, Türkiye’ye karşı yapılan darbe girişimi ve Atatürk Havalimanı’nın hedef alınan önemli noktalardan biri olması. Askerler havalimanı polislerinin silahlarına el koyarken, apron kapılarının açılması, uçakların iniş ve kalkışlarının durması, kimsenin ne yapacağını bilememesi… Memleketin her yerinde olduğu gibi Atatürk Havalimanı da karışmış, yolcular saatlerce uçaklarda kalmış, herkesin evinin üzerinden geçerek korku saçan F16’lar, havalimanı üzerinde de korku saçmıştı.

Havalimanı patlamasında hayatını kaybeden arkadaşlarımızın çalıştığı ekibin ve darbe gecesi vardiyada olan ekibin aynı ekip olması da büyük bir tesadüftü. Patlamada arkadaşlarını kaybeden insanlar ikinci bir darbe ile karşılaşmış ve yine tesadüf olup olmadığı gerçeğine kendime inandırmakta zorlandığım bu durum, anlam veremediğim, tarif edemediğim bir şekilde yaşanmıştı.

Patlama esnasında ve darbe gecesinde havalimanında değildim. Ama orada olmanızın tarifi yoktur; biliyorum ve işin en zor yanı tüm bunlar yaşandıktan sonra havalimanına gitmektir. Kaybedilen insanlar, onların geri gelmeyeceği gerçeği, ayaklarınız geri geri giderken ısrarla çalışmaya devam etmeniz, kime, neye karşı olduğunu bilmediğiniz; ama pes etmeye niyetli olmadığınız bir savaş, hayatta kalmak için verilen bir çaba, yitirilmiş, sanki sebepsiz, anlamsız… Hayatlarını kaybeden çalışma arkadaşlarımız, onlarla yaşadıklarımız, paylaştıklarımız, unutamadıklarımız. Onlar severek çalışıyorlardı. Çok yolcu uğurladılar, çok yolcu karşıladılar. Bilmedikleri hayatlar için gece gündüz çalıştılar. Şimdi anlamsız sebeplerle sonsuz bir yolculuğa uçtular ve arkalarında gözü yaşlı birçok kişiyi bıraktılar. Bir de sosyal medyada paylaştıkları birkaç cümleyi.

“Genelde kafam bozuk olsa da, kanım değil bin şükür. Tamam, duygu durumu değişikliği yaşasam da bu sıralar babamın aklına düştüğüm günden beri kalbimde vatan var”

Yolcu Hizmetleri Memuru Çağlayan ÇÖL – Twitter Hesabı

“Hayatım boyunca hiç savaşmadım ben, ama hiç. Ne, istediklerimi almak için, ne kendim için, ne sevdiklerim için, ne hayatın bana vermedikleri için, ne de haksızlığa uğradığım için. Gücüm olmadığından değil tercih etmediğimden. Ben tercihimi direnmekten yana kullandım; çünkü savaşın hiç bir getirisi olmadığına inanıyorum. Savaşta kazanan yok, sadece kaybedilenler var; geride kalıp hatırlanan tek şey onlar hep bunu gördüm. Devletin yaptığı haksızlığa direniyorum, halkın hak ettiği refahın sağlanmasını talep ediyorum, sevdiklerimi hayatımdan çıkarmamak için direniyorum; ama kimseyi de zapt edemiyorum. Mutsuzluğa karşı direniyorum, kötülüğe karşı direniyorum daha milyonlarca şey yazabilirim şu hayatta direndiğim; ama hepsini de aynı zamanda seviyorum.”

Yolcu Hizmetleri Memuru Gülşen Bahadır – Facebook Hesabı

«

»

Bir Cevap Yazın