BECAUSE OF THE WHEATHER CONDITION
TOP
Havalimanında Çalışmak

“Mesele Başarıyı Yakalamak mı, İnsanlık mı?”

Mesele Başarıyı Yakalamak mı, İnsanlık mı?

Kişi kendisini bildiğinde, yarınlarının planını yaparak

bugününü değerlendirdiğinde başarıyı yakalayabilir.

Bir işletmeyi başarıya götüren şey nedir? Sizi işletme ile bütünleştiren, sizi değerli kılan, başarılı yapan şey nedir? Güzel başlangıçları sürdürmek için çabaladığınızda, daha çok çalıştığınızda, hevesleriniz arttığında, işletme için ya da kendiniz için büyük anlam ifade ettiğinizi düşündüğünüzde, hissettiğiniz şey nedir?

2010 yılında Türk Hava Yolları Hotel Desk biriminde Turkish Ground Service şirketinin Yolcu Hizmetleri Memuru olarak çalışmaya başladığımda, çalışmanın kolay olmadığını; ama bu çalışmanın yapılamayacak kadar da zor olmadığının farkındaydım. Zeki olduğum için mi? Aklımı, diğer kişilere göre daha iyi kullandığım için mi? Ya da iyi eğitimli olduğum, daha çok okuduğum için mi? Kuşkusuz insanın kendini geliştirmesi, bilinçli hareket etmesi, işi özümsemesi bu süreci güzelleştiren ve kolaylaştıran etmenlerdir. Ancak çalışmayı sevmek ve başarılı olmak için bunlar yeterli midir?

İnsanın kendine sorular sorması, soruların cevaplarını araması, kendini tanıması, anlaması, yeteneklerini bilmesi, istediği şeylerin gerçekte ne olduğuna karar vermesi, hayattaki en büyük hayallerini gerçekleştirmesi için gereklidir. Bazı çalışanlar için çalışmanın ilk koşulu para kazanmak ve ailesine bakmak; bazı çalışanlar için sadece kariyer yapmak, bazı çalışanlar için de ileriki kariyerlerinde başarılı olmak için deneyim kazanmaktır.

İşletmeler kurulur, işletmeler yıkılır. Kişi kendisini bildiğinde, yarınlarının planını yaparak bugününü değerlendirdiğinde başarıyı yakalayabilir. Turkish Ground Service’in dış hatlar terminalinde göreve başlayan ilk memurlarından biri olarak, yeni bir işletmede yeni bir yerde başlamanın bir fırsat olduğunu anlamıştım. Bu fırsat, kariyerimi ne yönde ilerletmem gerektiği konusunda işime yarayacaktı. Zamanı iyi değerlendirirsem, işi iyi öğrenirsem, yeni bir şirkette iyi yerlere geleceğimi biliyordum.

Turkish Ground Service çalışanları olarak tüm arkadaşlarımla birlikte canla başla çalıştık. Yeni kurulan şirket, hepimiz için güzel bir fırsat ve iyi bir gelecek demekti. İşletmede hangi bölümlerin olduğu, bu bölümlerin iyi ve kötü tarafları, yöneticileri hakkında konuşmalar yapardık. Kariyerimizi nasıl şekillendireceğimiz, işletmede hangi işleri yapabileceğimiz üzerine yaptığımız kritikler çok fazlaydı.

Yolcu Hizmetleri Memuru olarak çalışanların çoğu üniversitede farklı bölümlerden mezun kişilerdi. Edebiyat, İngilizce, tarih, fizik, matematik bölümlerinden mezun olan mühendis, öğretmen, tekniker sayısı fazlaydı. Herkesin kişisel yetenekleri, verilen görevi tamamlama, amaçları doğrultusunda kariyer hedefi vardı.

Çalışma arkadaşlarımla birlikte işimizi seviyor, yöneticilerimizin güzel enerjisiyle günü güzel bitiriyorduk. 2010 yılının ikinci yarısı çok yoğun bir dönemdi. Bu yoğunluğu başarıyla atlatmak, şirketin büyümesi, yolcuların memnuniyeti en önemli hedefimizdi. Yolcu, bizim için en değerli ve en önemli önceliğimizdi. Yolcunun uçuşuna gülerek gitmesi, uçuşuna yetişmesi, uçağını kaçırdığında gerekli işlemlerinin doğru bir şekilde yürütülmesi, onların mutlu olması en önemli şeydi. İşimizi temiz yapmayı, bir insana yardımcı olabilmeyi ve bunun keyfini diğer arkadaşlarımıza anlatarak mutlu olabilmeyi başaran kişilerdik.

Biz Turkish Ground Service olarak yeni kurulan bir şirkettik. Sıkıntılı dönemler yaşayacağımızı, olgunlaşacağımızı ve kazanacağımızı biliyorduk. Ekipte yöneticilerimizle birlikte iç hatlar ve dış hatlar terminalinde toplam kırk iki kişiydik. Bu sayı her hafta artarken, daha fazla kişiyle daha çok şeyler başaracağımıza hep inandık.

Başarmak… Gerçekten neyi başarıp başaramayacağımızı biliyor muyduk? İşte asıl sorulması gereken şey buydu. Biz neyi başarmak için uğraşıyorduk. Boarding kapılarında gün boyu koşturup hiç oturmayanlar, check-in kontuarlarında durmaksızın bagaj bağlayanlar, ofislerde hiç susmayan telefonlara bakarken sistemde hata yapmadan işlemlerini yapmaya çalışanlar… Yolcuya en iyi hizmeti vermek için canla başla çalışan bizler, neyi başarmak istiyorduk?

Çalışanlar olarak kendi hedeflerimizin farkındaydık. Kariyerimizi ne şekilde gerçekleştireceğimizin, neler yapabileceğimizin bilincindeydik. İşte bu noktada, kendi hedeflerimiz, kendi kariyerimiz için şirketin hedeflerini hiçbir zaman ikinci plana atmadık. Şirketin bizden gerçekleştirmemizi istediği tek şey yolcu memnuniyetiydi. Çalıştığımız süre boyunca, başaracağımız en önemli şey yolcuyu memnun etmek oldu. Yolcunun işlemlerini yaptığımızda ve onun memnun bir şekilde gittiğini gördüğümüzde başardığımıza inandık. İptal uçuşlar, rötarlar, ihbarlar, siyasi karışıklıklar, grevler… Sebep ne olursa olsun, insanlar ne söylerse söylesin, yolcuyu hep memnun ettik.

Bu yazıyı yazarken havalimanında çalıştığım günlerimi özlüyorum. Çalışma arkadaşlarımı, yoğun günlerde birbirimize olan desteğimizi, yardımlaşmalarımızı, bir sorunu hallettiğimizde yaşadığımız mutluluğu…

Çünkü;

“Başarılı olma isteğini değil –bu hiçbir zaman hiçbirimiz için en önemlisi olmamıştır ve olmayacaktır– yapmak için yola koyulduğumuz şeyi olabilecek en insani şekilde yapma isteğini.”

Michael E.Gerber

«

»

Bir Cevap Yazın