BECAUSE OF THE WHEATHER CONDITION
TOP
Corona Virüs

“EVDE KAL – ÇÜNKÜ DÜNYA DÜZLEŞİYOR”

“Karışıklıkta sadelik vardır;

Dağınıklıkta uyum.

Her zorluğun içinde bir fırsat bulurum.”

Albert Einstein

Bugünlerde okuduğum bir kitap var Yirmi Birinci Yüzyılın Kısa Tarihi “Dünya Düzdür.” Thomas L.Friedman tarfından yazılan bu kitapta dünyanın düz olduğuna bizi ikna etmeye çalışmaktadır. Dünya nasıl düzleşmiş olabilir? Ya da dünya düzleşmeye nasıl devam etmektedir. Friedman’a göre 2000’li yıllarda küreselleşme yepyeni bir düzeye gelmiştir. Aslında ona göre olan küreselleşmenin üç büyük çağı olarak ifade ettiği tarihi savı sıralamak daha doğru olur.

  • Küreselleşme 1.0 (1492’den 1800’lere kadar olan tarih – Kolomb’un seferi): Bu çağda küresel entegrasyon sürecinin itici gücü, ülkenizin ne kadar kas gücüne sahip olduğu ve bu gücün ne ölçüde yaratıcı kullanıldığıydı. Bu çağın sorusu şuydu: Küresel fırsat ve rekabette ülkemin yeri neresi? Ülkem aracılığıyla küreselleşip diğerleriyle işbirliğine nasıl giderim?
  • Küreselleşme 2.0 (1800’lerden başlayarak 2000’li yıllara kadar olan tarih – Büyük Bunalım, 1.ve 2.dünya savaşları): Bu çağda küresel entegrasyonun itici gücü, çokuluslu şirketlerdi. Buhar makinesi, demiryolları, telgraf, telefon, kişisel bilgisayarlar, uydular, internet vb. gelişimiyle bu çağın sorusu şuydu: Küresel ekonomide şirketimin yeri neresidir?
  • Küreselleşme 3.0 (2000’lerden başlayarak günümüze kadar olan tarih): Bu çağın itici gücü ve bu çağa biricik karakterini kazandıran şey, küresel düzeyde işbirliği yapmak ve rekabete girmek için bireylerin ele geçirdikleri yeni güçtür.

Yazar, küreselleşme 3.0 çağını dünyanın düzleşmesi olarak adlandırıyor; ancak çok vakit geçmeden insanlığın yeni gelişme evresi olarak küreselleşme 4.0 açıklanıyor.

  • Küreselleşme 4.0, yapay zeka, büyük veri, otomasyon, sanal ekonomi ve diğer yeni jeopolitik unsurları kapsıyor. Bu yeni dönem insanlığın gelişme evresi olarak adlandırılsa da ekonomik eşitsizlikler, iklim değişikliği, jeopolitik gerilimler gibi bazı zorlukları da beraberinde getirdiği konuşulmaktadır.

Şimdi tüm dünyada nerdeyse girmediği ülke kalmayan Corona virüs salgınında, 2020 yılı itibariyle yeni bir çağa girdiğimizi söylemek mümkün müdür? Ya da yaşananlar küreselleşe 4.0 için oluşturulan bir çaba mıdır? Meseleyi ‘basit düşünerek’ açıklayabiliriz.

Çin’de başlayan ve tüm dünyaya yayılan Corona virüs salgını, Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi olarak ilan edildi. Ülkelerin ve bireylerin kendi aldığı imkanlar doğrultusunda herkes evlerine kapandı. Bu durumun ekonomik, politik, siyasal ve sosyal açıdan birçok boyutu her birey tarafından hissedilirken, ister istemez NEDEN diye kendimize soruyoruz. Bunları neden yaşıyoruz? İnsan tarafından ortaya atılan her şeyin cevabını yine insan verecektir. Biz kendi fikirlerimizi yürüterek sorularımıza cevap ararken, içinde bulunduğumuz durumu değerlendirerek bakış açımızı geliştirebiliriz. Peki içinde bulunduğumuz durum nedir?

  • Hükümet tarafından yapılan ‘evde kal’, ‘hayat eve sığar’ sloganlarıyla herkes evlerinde kalıyor. İşletmeler, internet aracılığıyla evden çalışma sistemiyle yürütülüyor.
  • Tüm okullarda uzaktan eğitim sistemine geçiş yapıldı. Özellikle de üniversitelerde eğitimler uzaktan eğitim sistemiyle akademisyenler tarafından yürütülmektedir.
  • Banka işlemleri, market alışverişleri başta olmak üzere tüm alışverişler vb. internet aracılığıyla daha yaygınlaşmaya başlamaktadır.
  • Aile büyüklerinizi ziyaret etmek, sevdiklerimizle vakit geçirmek için yaptığımız toplantılar, yemekler, görüşmeler artık evden internet aracılığıyla görüntülü olarak yürütülmekte, bazı kişiler ilk kez bu görüntülü konuşma tekniğini kullanmaktadır.
  • Yaptığımız tüm sosyal etkinlikler, gittiğimiz konserler, tiyatro, sinema internet aracılığıyla evimizin içine geldi. Canlı spor etkinlikleri, meditasyon, yoga, kulüp sohbetleri vb. tüm aktiviteleri evimizden online olarak yürütebiliyoruz.

Yarın virüsün salgın etkisi bittiğinde, her şey normale döndüğünde, edindiğimiz bu alışkanlık ne olacak? Hayat gerçekten hayalini kurduğumuz gibi normale dönecek mi? Ya da küreselleşmenin yeni bir boyutuyla, bunları neden yaşadığımız sorusunu birlikte mi düşünmek gerekiyor?

Dünya tahmin edildiğinden de hızlı düzleşiyor. Friedman kaleme aldığı ‘Dünya Düzdür’ kitabıyla Amerika’nın ve onu belki de yerle bir edecek Çin’in ve Hindistan’ın yaptığı atılımları aktarıyor. Ve hepimizin hayatını etkileyen Corona virüsünün Çin’de görülmesi de hiç tesadüf gibi gelmiyor.

«

»

Bir Cevap Yazın